2010-06-15

İsmini Unuttuğumuz Duygular

Her gün geçtiğim sokakların ismine hiç bakmadığımı farkettim geçen gün. Üç yıldır geçtiğim, çoğu şeyi yaşadığım sokağın ismini bilmiyorum, yani bir zamanlar bilmiyordum. Geçen gün şans eseri gözüm takıldı. Uzun süre baktım. Baktım bakmasına ama galiba unuttum yine. Kafamdan bir sürü sokak ismi geçiyor şu an. Seçemedim.

Gerçekten hayatımızın büyük bölümü bazen boş geçiyormuş gibi geliyor bana. Belki de hayata on yedi yaşından baktığım için böyle. Bazen de düşünüyor insan, her şeyi yaşadığın yerlere ait sadece görüntüler var. İsmini falan hatırlamıyorsun. Ne kötü...

Bazen gerçekten sözcükler yetemez bir şeyi anlatabilmek için. En azından o her şeyi yaşadığım, anlamsız görünen sokağı anlatabilmek için cümlerin yeteceğini zannetmiyorum. En azından ben ne kadar anlatırsam anlatayım herkesin aklında o sokağın farklı şekilleneceğini biliyorum. Düşünüyorum da belki de biz insanların en büyük sorunu karşımızdakinin sözlerine farklı yorumlar getirmek... Bu yüzden tüm kavgalar, öfkeler...

Bazen duygularımızı anlatacak olan kelimeler o kadar sessiz kalır ki o sessizliğe dolar gözlerimiz. Kurşunumsu göz yaşlarıdır onlar. Genelde gözüne fazlaca yüklenirler, yakarlar, göz bebeğin kayboluncaya kadar kızarmasına sebep olurlar. Çünkü onlar en ağırlarıdır. Kendi duyguların içinde bağırıp çağırışırken, kelimelerle sessizliğe uğraması... Her insana ağır gelir galiba...

Şimdi içimde duygular bağırıp çağırırken o adına uzunca baktığım ama hala bilemediğim sokakta yürümek istiyorum. Bir de oralarda bir şeyler yazıp sessizce ağlamak... Ama saate baktım da yeni güne girmeye az kaldı. Eğer o sokağa gidersem şimdi, saat on ikiyi gösterdiğinde, sokağın adını öğrendiğim için artık "o" sokak olmayacak orası, her zaman gördüğüm sokaklar kadar boş ve ıssız kalacak, duygularım kilit taşlarına, yazdığım kelimeler kağıttan akıp toza, beyaz kağıt sokak lambasına, göz yaşlarım yere düşerek çakıl taşlarına dönüşecek. Ve büyük ihtimalle ben hepsiyle birlikte küçük bir ağaç olacağım, sıradan bir sokakta, kilit taşlarının arasında, tozlu şekilde, bir sokak lambasının altında, yanında çakıl taşlarıyla. İnsanlar her gün yanımdan geçecek ama ismimi bilemeyecekler. Yine de ben orada olacağım...
Hala buradayım işte.
Az kaldı o yeni güne.
Ve 3, 2, 1...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder