2011-06-11

Günün Anısı

Her yaz bir kaygısızlık alır beni. Hayatın en tatlı anları gelirmişcesine kaygısız... Sonra sanbahar hissettirmeye başlayınca değişir her şey. Kaygısızlıklarım solar sonbahara benzemek için. Sürekli nefes alma ihtiyacının başlaması, kaygıların artan bölümüdür. Uzun süre çekilir...
Bazı sonbaharlar yazın bulur seni. İçindeki yaz coşkusu sararır. Buna bazen bir kadın bazen bir çocuk neden olur. Beklentilerin yüksekken işlerin saçmasapan bir hal alması en kötüsü...

Bu sefer bir kız bu sonbaharı yaşatan. Eskiden sonbaharı yaz yapan bir kız... Oysa sonbaharı kış yapan da oydu. Şimdi yazı sonbahar yapan da...
Bazen hiç değmediğini anlıyorum. Aslında mevsimleri değiştirmemeli insan. Anı yaşamalı. Kendini o mevsimin tadına, o duygunun zevkine kaptırmalı... Ama ben cümlelerim kadar cesur olamadım hiçbir zaman. Öfkelerim, kıskançlıklarım, sevgilerim, aşklarım hep kelimelerdeydi. Bazen "Hadi oluyor!" diyorum. Bir engel kesiyor önümü kelimelerle kalıyorum. Öyle ki kıskançlığım bile Teoman'da, aşklarım Attila'da kimi zaman belki biraz Edgar'da, öfkelerim süper kahramanlarda, ve ben hep aynı yerdeyim, mevsimlerde, cümlelerde, dostlarımla sohbette, bir kıza öfkesiyle kelimeler dökmekte...

2011-06-01

Beklentiler Sevgisiz

Hiçbir yere sığdıramadığınız insanlar var değil mi hayatınızda? Herkesten çok onlardan beklersiniz bazı şeyleri. Sevgiyi, güzel kelimeleri, sizi heyecanlandıracak anları... Oysa siz onları çok severken her zaman sizden bir adım yüksekte birileri vardır. Beklentileriniz... Bir bakmışsınız başka yerde gerçekleşen anlara dönüşmüş onlar. Size göre yanlış onlara göre doğru yerde duran "yüksek sevgiler"i, sevindirirken bir tarafı, bir taraf buruk kalıyor her zaman. Ve daha yalnız...

Yeni bir yaz daha başlıyor, "güzel günlerin öncesine" beklentilerimiz... Gecenin sesliğine Sara Lov eşlik ediyor. Yakın olduklarımın aksine en büyük beklentimi bu gece o gerçekleştiriyor. İstediğim parçaları söylüyor.

Alınan yok değil mi laflarıma? Aslında kimse yok değil mi buralarda...