2011-12-11

Renkler Gökyüzünde Gülümser

Hiç sevmediğim o pazar akşamüstü aniden bir görüntü geldi gözümün önüne. Zar zor gördüğüm güneş, bulutların arkasından batışını tamamlayacaktı ki orada bir yerlerde olduğunu bildiren bir renk bıraktı bulutlara ve gökyüzüne. Bulutların minik çatlakları arasından sızan turuncu rengi hiçbir portakal kabuğunda bulunamazdı, doygun ve göz alıcıydı. Bakakaldım birkaç saatliğine gittiğim binanın yüksek katlarından, pencereden. Baktım ve baktım. Kimse yoktu yanımda. İnsanlar başka odalarda, başka dertlerle ilgilenirken, dertsiz dertsiz bakıyordum ben. O anki tek derdim, o görüntüyü kimseyle paylaşamamamdı. Sonradan anlattığım zaman aynı etkiyi bırakmayacağını da biliyordum. Hep ağlamaklı duran bu şehrin böyle gülümsediğine kim inanırdı anlatılsa? Güneşin günü ve haftayı terkederken tatlı bir "hoşçakalın" mesajı verdiğine kim inanırdı? Bizim inandığımız aslında, dünyanın güneşe sırt çevirdiği değil de güneşin bizi bırakıp gittiği değil mi? Her zaman yanılıyoruz. Bakış açımızı yanlış kurguluyoruz...
Turuncu renk kendini geceye bırakıyordu, insanlar inanmazken bunlara. Güneş başka yerlerde, hiç tanımadığımız insanların üstünde beliriyordu. Haftasonunu geride bırakan, kimsenin sevmediği şehir dinlenmeye hazırlanıyordu. Havanın rengi soluyordu...

Sonrasında soldu, soldu... Önce lacivert oldu. Ardından renkler kayboldu...

Biz insanlar yeryüzünde ararken sevinci, gökyüzü gülümser kimi zaman. Kafamız yerde solgunluğa bakarken, renkler üstümüzde belki o zaman...

Harika dostlarla, onlar kadar harika olmayan güzel bir haftasonunu geride bırakırken...

http://fizy.com/#s/3e3b5y