2011-11-23

Bir Eskici Gelir Düşüncelere...

Hayatın insanlara yaptığı şeylerden korkuyorum bazen. Yaşam sevincinin en yüksekte olduğu zamanlardaki savunmasızlığını kullanabiliyor kimi zaman. Sevgi yüklü ilişkileri altından kalkılmayacak yıkıntılar haline getirişi... Peki mutluluktan korkutmasına ne demeli?
İçimde kökleşmiş olan duyguları yaratan insanları hiçbir zaman bırakmak istemediğimi farkediyorum bu sıralar. Eski dostları, eski aşkları, ilkleri... Unutmamak için girdiğim çabaların çoğu başarılı olsa da, çatlakların insanın göz zevkini rahatsız ettiği gibi bu çabalardan doğan baskı sonucu ortaya çıkan duygularım rahatsız edici oluyor bazen.
Geçmişte yaşadığın güzel anları başka hiç kimseyle paylaşamayacakmış hissine kapılıyorum. Yenileri alıyorum ama gözüm eskilerde kalıyor. Kabullenemiyorum. Belki de bir güven-sevgi çatışmasıdır. Kim bilir? Ben... Ben ya, çok bilirmişim gibi kendimi. Gece uyumadan kurduğum hayallerin bile ertesi sabaha uykusuzluğun da verdiği huysuzlukla hiç kurulmamış gibi bir kenara atılması var bir de...
Mutlu olduğum zamanlar çok yoğun bu aralar. Bir şeyin mutluluğuma gelip engel koymasından bir korkum da. Sanki hep öyle olacakmış gibi yaşamak mutluluğu, öleceğini bile bile yaşamayı düşünürcesine mutsuzluk verici, gerici...
Bu aralar mutluluğu çok yakın hissediyorum, uykularımda rahatlıyorum, sabahları huysuz oluyorum, müzik dinliyorum, yenilerle konuşuyorum, eskileri özlüyorum, unutmuyorum, bazen çabalamıyorum, hayatı akışına bırakmayı öğreniyorum, mutluluğumu kucağımda tutuyorum, gülümsüyorum, gülümsemenin sıcaklığını hissediyorum, müzikleri dinliyorum bir kez daha, dalıyorum, devam ediyorum...
Hayalleri hep hayal gördüğümüz için hep hayal kalıyorlar belki de. Bugün dostlarla bunu konuştuk. Eskilerle... Eski duygularla... Duyguları...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder