2010-08-27

Cips Paketinin Kaderi...

Rüzgarlı ve bir o kadar da bulutlu bir gündü. Sevgili bir çift hiçbir şeye aldırmadan mavi paketli cipslerini yiyerek ilerliyordu. Oğlan cipsi kıza uzatıyor, gülüşüyorlardı. En sonunda cips bitti ve etrafında çöpü göremeyen oğlan cipsi kaldırımın kenarına bıraktı. Sevgililer yoluna devam etti, az önce hayatlarından çıkan cips paketi onlar için tek değişikliğe sebep oldu, karınları biraz olsun toktu...

Birkaç dakika sonra küçük bir çocuk geldi paketin yanına. Ayağıyla vurdu. Önüne geldikçe paket tekrar vurdu. Paket havalandı, tekrar yere düştü. Bu birkaç kez tekrarlandı. Çocuk vurdukça, az önce oyundan atılmasının sinirini çıkarıyordu. Paket yola çıktı, karşı kaldırıma geçti ve çocuk paketi bıraktı. Paket çocuğun hayatında tek bir değişikliğe sebep oldu, bazen sinirini dışarı atmanın yolu şiddettir...

Paket arabalara çarparak, rüzgarla sürüklenerek sokak sokak dolaştı. Havalandı, yükseldi. Paket hayatında bu kadar havada durduğunu görmemişti. Özgürce rüzgarın hakimiyetiyle uçtu. Özgürlüğü bir cam kenarında son buldu. bir apartmanın üçüncü katında bir ailenin penceresinde takıldı. Evin genç üyesi paketi gördü, güldü. Hayatında bir ilk yaşıyordu. Tanımadığı bir cips paketi üçüncü katta ona rastlamıştı. Pencereyi açtı, eliyle ittirdi. Paket başka pencerelere, sokaklara, araba altlarına, kaldırımlara doğru yola çıktı. Genç, hayatın küçük tesadüflerle ve kaderin kendince oyunlarıyla dolu olduğunu gördü ve bir hikaye yazdı. Hikaye şöyle başlıyordu:
Rüzgarlı ve bir o kadar da bulutlu bir gündü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder