2010-09-16

Yolculuk Uyutur İnsanı, Hikayeler de...

Müzik dinleyerek devam ediyordum yola. İlk başlarda başka bir şehre doğru yola çıkmanın verdiği güzel ve anlamsız his yerini sıkıntıya, biraz sıcağa ve insanları gözlemlemeye bırakıyordu. Otobüsün en arkasında oturmama rağmen insanların hepsini görmeye yetmiyordu bu. İnsanlara bakmayı kestim, görsem bile hiçbirinin hikayesini bilemeyecektim. Dinlediğim müziklere sessizce eşlik etmek daha güzeldi...

Gözümü hafifçe araladım. Yaklaşık iki saattir uyuyordum. Uyandığımda kısık kısık horlamalar, bazı insanların kulaklıklarından gelen müzik sesleri ve otobüsün lastiklerinin asfalta sürtünmesiyle çıkan sesten başka hiçbir ses yoktu. Tekrar taktım kulaklığı. Kafamı çıkarttım koridora doğru. Yolu görüyordum. Saat sabaha karşı üç buçuktu. Yine de yollar kalabalıktı. İnsanlar bir yerlere gidiyorlardı. Kendi kendime "Nereye gidiyor bu insanlar?" diye sordum. Ne yapacaktım ki herkesin bir hikayesi vardı bir amaçları vardı. Uyudum...

Güneş aydınlatırken bulutların arkasından şehri indim otobüsten. Çantalarımı aldım, bir de derin bir nefes... "Merhaba" dedim. Daha sonra bir hikayenin ortasında, kendi hayatımda, bir amaç uğruna anılarımı yazmaya devam ettim. Yine insanlar gördüm. Yine de bilemedim hikayelerini. Bu sefer merak etmedim her zamanki gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder